3. Gün

Göbün Koyu

Göcek koylarının en korunaklısıdır. Her havaya kapalı koy, ayni zamanda bir kış limanıdır. Birçok yatçı kışı burada geçirirler.

Korunalı ama küçük ve dar olan bu koya iki yüksek tepenin arasından girilir. Zaten koyun girişi dikkatli bakılmazsa uzaktan belli olmaz.

Girişten itibaren derinlik düşer. Liman içi ortalama derinlik 5-7 metre arasıdır. Zaten koyun batı tarafı tamamen sığlıktır. Bu sığlığın altında su altı antik kalıntılarının olduğu söylenir.

Dar limanda manevra alanı olmadığından büyük tekneler giremez. Demirde kalınacak tek yeri, girişte sancakta kalan tepenin iç kısmıdır. Burada küçük bir rıhtım bulunur. Genelde sabit tekneler vardır. Belki bir iki tekne yer bulabilir.

Göbün Koyunun girişinin karşı tarafında bir lokanta bulunur. Bu lokantanın, önünde ve girişin iskele tarafında uzun iskeleleri vardır. 40 teknenin tonozla bağlanabilecekleri bu iskelelerden, doğuda bulunanın arkasında eski bir rıhtım vardır.

Bu restoran, Göcek Koylarının ilk restoranıdır. Kayaköy’lü bir dalgıç ve eşinin senelerce çalıştırdığı restoranı, ailesi imkânlarını büyüterek işletmektedir. Elektrik bağlantısı olmayan koyda, restoranın elektrik ihtiyacı, güneş enerji panelleri ve bağlı bulundukları akü guruplarıyla çözülür. Koyda jeneratör sesi duyulmaz. Koyda su sporları servisi de verilir.

Koy, zeytin ve çam ağaçları ile çevrilidir. Batı kıyısında harabeler bulunur. Sahilden tepelere ulaşan küçük patika ile özellikle akşamüzeri Göcek Koylarını üst açılardan görme imkânınız olabilir.